24 Nisan 2016 Pazar

Kulaklarımdaki Dünya


Çok sıcak bir yaz günüydü, bacaklarım titriyordu. Hemen bir yere oturmalıyım dedim kendi kendime. Deniz kenarına yakın bir yerde bir bank buldum, başımı yukarı kaldırdım, bir süreliğine gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. İlk kez ciğerlerime dolan oksijeni, temiz havayı hissettim. 
Ferahladım. Bir kaç kere tekrarladıktan sonra, denizin üstündeki martıların sesini duydum. Ağaçta, hemen başımın üzerindeki kuşların cıvıltısını  duydum, huzurlu bir şekilde şarkı söylüyorlardı. Denizdeki dalganın sesini duydum. Biraz yosun kokusuyla güneyden gelen rüzgarı hissettim. Güneş tenimi yaktı ama aldırış etmedim. Anın tadını çıkardım.

20 Nisan 2016 Çarşamba

The World In My Ears


      A very very hot day in summer, I was trembling on my feet. I should have found a seat, I talked to myself. I've got a bench near the seashore, I've upraised my head to the sky, and closed my eyes for a while, breathed deeply. For the first time, I could feel the oxygen, the fresh air filling my lungs. I felt refreshed. After repeating a few times, I heard seagulls up to the sea. I heard the birds up to my head on the tree, they were singing peacefully.  I could hear the washes of the sea. I could feel the warm wind coming from the south with some algae smell. The sun burned my skin, but I didn't mind. I enjoyed the moment.

9 Mart 2016 Çarşamba

Çocuklara Güven Aşılamak



Her zaman gözlem yapmayı seven biri olduğumdan, çevremde gördüğüm farklılıkları ince eler, sık dokurum. Farklılıkların farkına varmak isterim. Yine böyle zamanların birinde, çocukları olan bir aile dikkatimi çekti. Turistler belli, çocuk farklı bir ülkede yani dilini bilmediği bir ülkede ama kendisini anne-babasına bağımlı hissetmiyor. Çocuk (muhtemelen 8-9 yaşlarında) tek başına gitti, hamburgerini aldı, kasada ödemesini yaptı, yiyeceğini aldı ve yemeye başladı. Ee bunda ne tuhaflık var diyebilirsiniz, bence de yok, normal olan bu, fakat bir düşünün bakalım bizim çocuklardan kaç tanesini annesi babası olmadan alışverişini yapar? Mutlaka sizi çekiştire çekiştire kasaya götürürdü. Hatta biri ona soru sorduğunda ceketinizin arkasına saklanıp utanırdı. Bizimkiler kendini rahatça ifade edemiyor, ya da en azından ben bu sayının oldukça az olduğunu düşünüyorum. Bizim çocuklar biraz utangaç, biraz ürkek yetişiyor. Bu konuda tabii ki bizim "katkımız" da büyük. Nasıl mı?

9 Kasım 2015 Pazartesi

An Autumn Day


  Rough winds are blowing,
  Leaves are rearing up.
  My arms are shaking,
  Faces are passing by,
  Faces that I don't know.
  Dark faces, white faces,
  Somebody's lighting a cigarette.

8 Kasım 2015 Pazar

Pencerendeki Mevsimler


Şöyle bir dönüp baktığımda güzeldi eski yıllar, güzeldi çocukluk. Acısıyla tatlısıyla geçmiş yıllar. Biz yılları kovalamışız, yıllar da bizi. Fark etmeden büyümüşüz, bulunduğumuz yerler değişmiş, tanıdığımız insanlara yeni insanlar eklenmiş, iyisini bulmuşuz bazen, bazen sinsisini. 

28 Ekim 2015 Çarşamba

Bir Küçük Gülümseme


Dikkat, Viyana İçerir! :)

27.10.2015, Salı
Museum Quarter'dan çıktık, trene yetişmemiz lazım. Mariahilfer straße'den hızlıca gidiyoruz, baktık olmadı biraz da koşuyoruz, yol bitmiyor, zaman azalıyor. Tabana kuvvet diyerek biraz daha hızlandık, olacak gibi değil. Yol kalabalık, cadde ışıklarla dolu, dükkanlardan şarkı sesleri yükseliyor, hava kararıyor. Bana Taksim'i anımsatıyor.

6 Temmuz 2015 Pazartesi

Biraz Tebessüm


Birazdan anlatacağım şey tam bir fıkra havasında, sonunda tebessüm etmenizi umut ediyorum :)

Aylardan Temmuz, günlerden pazartesi, ayın ise altısıydı. Adana'nın kavurucu sıcakları başlamış, insanlar olabildiğince evlerine kapanmıştı ama bazı insanlar vardı ki onlar dışarda olmak zorundaydı, çünkü kimisi çalışıyor, kimisi belediyedeki işini hallediyor, kimisi de pazara gidiyordu.

11 Mayıs 2015 Pazartesi

Life is all about waiting!



Even you're a little baby,you're hungry 
and you wait for your mum. 
You wait to be breastfed by your mum. 
Then you grow up,you start school. 
To go to school,
you wait your mummy or daddy. 
You grow up a little, 

25 Nisan 2015 Cumartesi

Bazı Anlar...


Bazı anlar vardır hayatında, mutluluktan havalara uçtuğun,
Bazı anlar vardır, ayaklarını yerden kesen bir haber aldığın,
Bazı anlar vardır, umutlarına sımsıkı sarıldığın,
Bazı anlar vardır, hayallerine her zamankinden daha çok inandığın,
Bazı anlar vardır, güzel şeyler yapmak istediğin,
İnsanlara yardım etmek, işinde ilerlemek, 
Bir çocuğun başını okşamak gibi...

21 Nisan 2015 Salı

Bir Çiçek Bir İnsan


Çok yoğun geçen günün ardından ders biter bitmez kendimi yurda atmak için çırpınıyordum. Otobüs durağına ilk gelen arabaya bindim yüzümde bezmiş bir ifadeyle. Ne okulun eşsiz göl manzarası dikkatimi çekiyor ne de çevremdeki insanlar. Aklımdan geçen tek şey yurda gitmek ve güzelce dinlenmek. Otobüs her durakta durduğunda oflamalar, puflamalar artıyor. Sonra birden eski defterleri karıştırıyor aklım. İnsanlar bir bir geçiyor aklımdan.

Eskileer, yenileer...