24 Nisan 2016 Pazar

Kulaklarımdaki Dünya


Çok sıcak bir yaz günüydü, bacaklarım titriyordu. Hemen bir yere oturmalıyım dedim kendi kendime. Deniz kenarına yakın bir yerde bir bank buldum, başımı yukarı kaldırdım, bir süreliğine gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. İlk kez ciğerlerime dolan oksijeni, temiz havayı hissettim. 
Ferahladım. Bir kaç kere tekrarladıktan sonra, denizin üstündeki martıların sesini duydum. Ağaçta, hemen başımın üzerindeki kuşların cıvıltısını  duydum, huzurlu bir şekilde şarkı söylüyorlardı. Denizdeki dalganın sesini duydum. Biraz yosun kokusuyla güneyden gelen rüzgarı hissettim. Güneş tenimi yaktı ama aldırış etmedim. Anın tadını çıkardım.




Derin bir nefes daha... Göğsüm bir yukarı, bir aşağıya gitti. Uzaklarda tombul bir çocuk bir yerlerde ağlıyordu. Sarışın bir kadın eşiyle tartışıyordu. Gergin siyahi bir anne az önce oyun alanında olan çocuklarını arıyordu. Birisi aşkından ölene kadar ağlıyordu. Birisi, aşkın ne kadar tehlikeli olduğunu bilmeden ilk görüşte aşık oldu. Birisi bir şey çaldı, bu seferki bir kalp değildi. Yaşlı bir satıcı, eski kilimlerini satmaya çalışıyordu.  Hastanede birisi siyah odasında ameliyat olmayı bekliyordu. Başka birisi ise yakınları ağlarken uzağa götürülüyordu. Bir kız bebek doğdu. Sadece bir kaç saniye önce bir çocuğun elinde sıkıca tuttuğu balonlar, şimdi güneşin altındaki parlak mavi gökyüzüyle tanıştı. Bir bitki gökyüzüne doğru çiçek açtı, sanki balonları yakalayacakmış gibi... Bir bebek açlıktan ağlıyordu. Bir bebek açlıktan ölüyordu. Birinin karnı doyuruldu. Biri öldü. Denizin dalgası tekrar kulaklarımda, kuş cıvıltıları, martılar, trafiğin sesi ve tam da bu anda yumuşak bir ses beni uyandırdı.

-Elma şekeri alır mıydınız?



...
 

4 yorum:

EĞER TESADÜFEN YA DA HERHANGİ BİR ŞEKİLDE BU YAZIYA ULAŞTIYSANIZ VE OKUDUYSANIZ, LÜTFEN YORUM YAPIN! :)

Yorumlarınızı bekliyorum...
---
Waiting for your comments...