18 Eylül 2022 Pazar

Hayat Bazen Şaşırtır: Kimbap ve Sushi

     

        Bundan iki ay öncesinde kuzenlerle otururken, nereden esti hatırlamıyorum, birden kimbap yemeye gitmeye karar verdik. O ana kadar daha önce hiç kimbap denememiştim. Normalde de bildiğim tatlar dışına çıkmayı çok seven biri değilim, genelde garanticiyimdir ve sevdiğim lezzetlere bağlıyımdır ama bunun artık değişmesi gerekiyordu. İlk kez yeni bir şey denemek istedim, bu benim için farklı bir tecrübe olacaktı.

           Yol boyunca ara ara aklıma acaba yiyebilir miyim, nasıl olur gibi düşünceler gelse de bunların beni geri çevirmesine izin vermedim. Neyse, mekana vardık. Üç kişiydik, ben ve kardeşim ne kimbap ne de sushi daha önce denememiştik ama kuzenim sushi konusunda tecrübeliydi. Sushinin lezzetli olduğunu ve ara ara yediğini söylemişti. Sipariş verirken ne olur ne olmaz diye hepimize birer tane almak yerine ortaya bir sosisli bir de ton balıklı kimbap söyledik. Hazırlanma süresi tahmini olarak 20 dakika sürdü.

        Kabul etmeliyim ki görüntüsü çok da cezbedici değildi, koyu yeşil yosunun içinde haşlanmış pirinç ve pirincin içinde bize gülümseyen sosis, kızarmış yumurta, salatalık, havuç ve Kore turp turşusu vardı. Turp turşusu konusunda bile endişelerim vardı çünkü Budapeşte'de kalırken şeffaf poşetlerde satılan turşuları görünce, turşu aşığı biri olarak heyecanla hiç sorgulamadan almıştım. Eve gelip de tadına bakınca nefret etmiştim çünkü bizim alışkın olduklarımız dışında orada turşu için şekerli ve tuzlu olmak üzere iki seçenek varmış, bunu sonradan öğrenmiştim. Sonra tuzlu turşudan alsam da bizim turşular kadar beğenmemiştim. Neyse, esas konumuza dönelim.

       Çubukları tutmayı daha önceden denemiştim ama uzun yıllar önce üniversitede okuduğum zamanlardaydı. O zaman pek başarılı olamamıştım. Bu sefer tekrar denediğimde garip bir şekilde fazla uğraşmadan başarılı oldum. Elimde çubukların kontrolünü rahat bir şekilde yapabiliyordum ama esas mesele yemeği çubuklarla alıp düşürmeden ağzına atabilmekti. İlk denememde gayet başarılıydım, kimbap ise çok farklı ve zor bir lezzet gibi görünmemişti. İkincide soya sosuna batırarak denedim, bu sefer yosunun tadını ve içindekilerin tadını daha iyi aldım. Üçüncü lokmada ağzımda yosun olduğunu düşünüp onun tadına odaklanmama rağmen tadını iyi bulduğumu fark ettim. Diğer dilimleri bir şey düşünmeden löplettiğimi söyleyebilirim. Yanında limonata içmenin iyi bir fikir olduğunun kanısına vardım, beraber uyumluydular.

                   

           Sosisli kimbap gayet iyiydi ama ton balıklı kimbap beni çok çekmemişti. Eğer ikisi arasında bir seçim yapmam istense sosisliyi seçerdim ama kuzenim ve kardeşim ton balıklı olanı daha çok sevdiler, o yüzden bir anda tabakları değiştirdik. Sosisli kimbap bana kalmıştı. İçindeki turp turşusunun bizim turşularımıza yakın bir tadı vardı, orijinali nasıldır ya da bu deneyimlemiş olduğum orijinale yakın mıdır bilmiyorum.

              Kafeden ayrıldıktan sonra şunu dediğimi net hatırlıyorum. "Yani fena değil ama öyle canım bir kimbap çekti deyip çıkıp geleceğim bir şey değil". Evet, boşuna büyük lokma ya büyük söz söyleme dememişler. Aradan bir hafta geçti geçmedi, canım acayip bir şekilde kimbap istedi, içindeki turşunun kıtırlığı ve soya sosunun sebzelerle buluşması gözümün gitmiyordu.

            Kardeşim de benim kadar beğendiği için tekrar gitme fikrine sıcak baktı. Kimbap tamam da bir de sushi mi denesek diye konuşurken kendimizi haritada sushi mekanlarına  bakarken bulduk. Daha sonra yorumlara güvenerek bir Uzak Doğu restoranına gittik. Bu mekan kimbap yemeye gittiğimiz ilk mekana göre daha büyük ve daha elit bir mekandı, zaten biri kafe birisi ise restoran konseptindeydi. Menüden göze hitap eden Fuji Roll ve Kimono Roll sipariş ettik. Siparişlerimiz gelene kadar bize minik atıştırmalık getirdiler. Acı dolgulu kızarmış bir mini top haline getirilmiş tavuk geldi, menüdeki adını bilmiyorum ama inanılmaz lezzetliydi. O an gerçekten lezzetli şeyler yiyeceğimizi düşündüm ve yemeklerimizi beklerken heyecanlandım.

            İlk önce Fuji Roll geldi, üzeri bol soslu bir sushiydi. Üzerindeki sosun tadı, içindeki karides, yanındaki soya sosu hepsi bir uyum içinde ve lezzetliydi. Daha sonra gelen Kimono Roll, biraz hayal kırıklığı yarattı, içinde çiğ levrek vardı bunu bilerek sipariş etmiştik ama gerçekten bir porsiyonda 8 dilim olduğunu düşünürsek üçüncü dilimden sonra yeme hevesimin kalmadığını söyleyebilirim. Daha önce çiğ ton balıklı kimbapı seven kardeşim bu sefer levrekli sushiyi sevmemişti. Ben ise damak tadımdan kesinlikle emin oldum, sushi-kimbap fark etmez içinde çiğ et olmadığı taktirde benim için yenilebilecek bir şey ve hatta bazılarının müptelası bile olunur. Yani, hayat bazen böyle şaşırtır işte. Bir kez yiyip bir daha yemeyeceğimi düşündüğüm kimbap ve sushi yemek için gün sayıyorum şimdi.

             Yazıyı toparlayacak olursam, benim gibi denemek isteyen ama tedirgin olanlara sosisli kimbap ve fuji roll sushi öneriyorum. Tabi gitmeden önce mekanla ilgili yorumlara da bakmanız önem taşıyor, gerçekten lezzetli şeyler yaptığını düşündüğünüz bir yeri tercih edin ve mekan yorumları altında mutlaka şunu deneyin, bunu tavsiye etmem tarzındaki yorumlara kulak verin. Afiyet olsun! :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

EĞER TESADÜFEN YA DA HERHANGİ BİR ŞEKİLDE BU YAZIYA ULAŞTIYSANIZ VE OKUDUYSANIZ, LÜTFEN YORUM YAPIN! :)

Yorumlarınızı bekliyorum...
---
Waiting for your comments...