Günlerden bir gün çarşıdan eve dönüyorum. Arka sokağı bizim sokağa bağlayan dönemeci döndüm. Bir baktım ki biraz uzakta arka mahallede oturan bir komşu. Aramızdaki mesafe gittikçe kısalıyor. Uzaktan beni fark etti, eminim.
Sıcağın verdiği bir bezginlik var suratımda ama komşuyu görünce "ayıp olur" düşüncesi ile zoraki bir gülümseme kondurdum yüzüme. Kendimi selamlaşmaya ve belki de ayaküstü beş dakikalık bir sohbete hazırladım. Tam yaklaşınca "merhaba" diyecektim ki ağzım açık kaldı ve sessizce ilk heceyi fısıldadım kendi kendime "mer-". Kadın bırakın bana bakmayı sadece yanımdan geçmekle yetindi. Ne selam vermeme izin verdi ne de bana bakıp gülümsemeyi tercih etti. Birden buz kestim. Eve kalan otuz-otuz beş adımlık mesafeyi düşünerek geçirdim. Neydi bizi bu kadar meşgul eden? Bizi birbirimize tebessüm etmekten, ufacık bir selamdan, sıcacık bir merhabadan alıkoyan şey neydi? Ne olabilirdi? Değişen dünyada, betonlaşan evrende apartmanlara tıkıldık kaldık. Kendimizi yalnızlığa ittik. Meşguliyetler bulduk kendimize ve karşı kapı komşumuzu ya da apartman sakinlerini tanıma gereğinde bile bulunmadık. Düz ayak sokağa çıkılan, bahçesinde çaylar içilip, örgü örülen ve komşuluk ilişkilerinin daha sağlam kurulduğu evlerden çabuk sıkıldık. Kimseye de tenezzül etmek istemedik. Tanımadığımız birine hep nefretle, asık suratla, itici bir şekilde bakmayı yeğledik. Gülümsersek günleri iyi geçer diye korktuk ve bunlara alıştık, alıştırıldık. Öyle ki tanımadığın birine gülümsemek suçmuş gibi oldu, "Allah Allah bu adam/kadın bana neden gülümsüyor? Deli mi ne? Birine benzetti herhalde." dedik hep, oysa ki gülümsemek de bir sadakaydı. Gülümsedi, çünkü sana iyi bir gün diliyor. Gülümsedi, çünkü sana pozitif enerji yolluyor. Böyle basit düşünemedik, hep altında bir şeyler aradık çoğu zaman. Şimdi bırakın tanımadık birine gülümsemeyi tanıdık bile gülümsemiyor. Ne acı(!) Ama olsun siz yine de inanın; değişim sizinle başlar. Camdan insanları izleyen tanımadığınız bir teyzeye selam verin, halini hatırını sorun, iyi günler dileğinde bulunun. Tanımadığınız bir çocuğa gülümseyin, ona bir iki muziplik yapın, bakın gününüz nasıl güzel şekilleniyor. Kendinizi daha iyi hissettiğinizi fark edecek ve mutlu olacaksınız. Bugünden başlayın ya da yarından ama başlayın!
Sıksık başıma geldiği için, her sabah karşılaştığım sokak köpeğine, köşe başında duvara tünemiş kediye bir merhaba çakmayı tercih eder oldum. Bunu dediğimde köpek başını eğiyor, kedi miyav diye cevap veriyor. Hayvan kadar olamadık.
YanıtlaSilNe kadar da güzel Yağmur hanım,insanın hevesi kırılıyor, üzülüyor ama olsun biz devam edelim, daha fazla kişinin bu duyarlılıkta olması temenmisiyle... Sevgi ve selam ile! :)
SilBazen bazı şeyler dile getirilmeli , susmakla olmaz olmuyor. Sen hep yaz ❤ Kalemin hep özgür olsun canım arkadaşım✔
YanıtlaSilEn tatlı, en candan destekçi. Hep destekçim ol canım benim ❤
Silmerhabayı esigemeyenlerle dolsun çevremiz ya da biz sadece onları görelim.
YanıtlaSilİnsanlar sevgi dolsun, merhamet ve selam dolsun inşallah :)
Sil