(Fotoğraf bana aittir)
Hayat... Ne kadar hızlı akıp gidiyor, tutabilene aşk olsun! Acısıyla tatlısıyla yaşadığımız sürece öyle ya da böyle geçiyor. Yoğun meşakkatli günler, kimi zaman ardı arkası kesilmeyen toplantılar, sorunlar, yeni kararlar, yeni iş arkadaşları, patronun afra tafraları veya yeni stajyerin fazla merakı... Aklınızda o süreçler canlandı değil mi? Canlanınca ne hissettiniz? Yüreğiniz mi daraldı, "harbiden böyle" dediğiniz için yüzünüzde bir gülümse mi belirdi ya da derin bir nefes mi aldınız? Sanırım ben yazar değil de okuyan olsam ikinci seçenekteki gibi gülümserdim, tıpkı şu an yazarken otuz iki diş gülümsediğim gibi (bu gülümsemeyi de size borçluyum; okurken bir nebze olsun sizi gülümsettiğimi ya da sizlerde bir "farkındalık" oluşturabildiğimi hayal ettiğim için, ki bu zaten buraya yazmaya başladığım ilk günden beri amaçlarımdan biri olmuştur.)...