16 Mayıs 2016 Pazartesi

İki Ağacın Aşkı

     

Ben çorak bir araziydim, yıllar boyu yalnız başımaydım. Biraz ileride kocaman heybetli bir dağ vardı. Kış gelir dağı kara doyururdu, yaz gelir tepedeki karlar tahtını korurdu. Yazın, çimenliklerimde rengarenk açan çiçekler olurdu eskiden, çok eskiden. Sonbahar olur, her yerim sarıya boyanırdı ama yıllardır kuraklık peşimi bırakmamıştı. Ben de umudumu kesmedim hiç, eskisi gibi yeşilleneceğim günleri bekledim. Önümde uzun ince bir yol vardı, gelip geçen arabaları uzaktan görürdüm. Arabada kimler var, nereye giderler, nereden gelirler merak ederdim. Onlara göre ben, sıradan bir araziden farksızdım. Gel zaman, git zaman yıllar yılları kovaladı. Mevsimlerden kış oldu. Günlerdir hava bulutlu, sürekli kar yağıyordu. Yanı başımdaki heybetli dağ beyazlar içinde  gözüme daha büyük görünüyordu. Yükü ağırdı ve bence o da günlerdir üzerinde duran karları taşımaktan yorgundu. Dört-beş gün boyunca aralıksız kar yağdı. Sonra bir ara güneş açtı, hava ısındı, karlar eridi, eriyen karlar dağdan bana doğru geldi ve benim üzerimdeki karları da eritti. Uzun yıllardan sonra suya doyduğumu hissediyordum yeniden. Hava yavaş yavaş ısınıyordu. Bahar geliyordu, acaba bu kez her yanım çiçek açacak mıydı diye düşünürken bayram sabahına uyanan bir çocuk gibi heyecanlıydım. Yeşermeye başladım yavaştan, papatyalar açtım. Arılar geldi ziyaretime ama bir insanoğlu durup da bakmadı bana. Arabalar geçip gitti yanımdan. Gözüm uzaklara daldı, dağın arkasından güne veda eden kocaman turuncu güneşi izlerken ileride iki tane toy fidan gördüm. Onları ilk kez görüyordum. İkisinin arasında nereden baksan bir metre bile yoktu. Hava karardı, yıldızlar gökyüzünü kapladı, cırcır böcekleri canlandı ve uzaktaki arabalar vızıldarken doğa uykuya daldı. 


. . .

Zaman geçti ve toy fidanlar büyüdü, hem dondurucu soğuklara, sağanak yağmurlara, hem de kurutucu sıcaklara kafa tuttular. Ne onları düzenli sulayan biri vardı, ne de devamlı dallarını budayan biri... Bir kaç yıl içinde öyle güzel serpildiler ki inanamazdınız. Önce gökyüzüne doğru boy verdiler, sonra birbirlerine doğru dal verdiler. Her gün onları izler olmuştum, benden yalnızlığımı almışlardı. Günler geçtikçe birbirlerine aşık oldular. Birbirlerine kol kanat gerdiler. Beraber büyüdüler ve dalları, yaprakları birbirine karıştı. İkiden bir oldular. Sen oldular ben oldular, Leyla ile Mecnun oldular. Toprağa bağlandılar, kök saldılar, kökleri benim yanıma bile geldi. Sevgilerini ilmek ilmek işlediler "oya" oldu. Onları gören aralarındaki sevgiyi hissederdi. Sevgiden öte güçlü bir bağdı bu. Bahar geldi ilk kez pembe çiçeklerini açtılar. Mavi gökyüzü altında mükemmel görünen bu çiçekler gün batımının kızıllığıyla yavaş yavaş kaybolur, güneş batınca ise tamamen yok olurdu. Yıldızlarla bir başımıza kalırdık. Sonra ben de yavaştan uykuya çekilirdim. 

Yolun kenarından geçenler hayran kalırdı, hatta gün batımına doğru bu güzel "ağaç"ları fotoğraflamaya gelen fotoğrafçılar bile olurdu. Bir keresinde lacivert bir araba yolun kenarında durdu. Arabadan önce genç adam, ardından eşi, oğlu ve 3-4 yaşlarındaki kızı indi. Ufaklık koşa koşa ağaçların yanına geldi, elleri yukarıda çiçekleri gösteriyordu. Çiçekler o kadar çoktu ki uzaktan baksanız çiçeklerin tutunduğu dalları göremezdiniz, bu  halleriyle bana hep pembe pamuklu şekeri andırıyorlardı. Kocaman pembe bir pamuklu şeker. Annesi poz vermesini söyledi ve iki elini beline koyarak küçük kıza gösterdi. Aynısını yaptığı anda babası düğmeye bastı. Şipşak fotonun kuruması için üfleyerek bir kaç kez havada salladı ve dizlerinin üzerine çökerek kızına gösterdi. Küçük kız mutluluktan ellerini çırptı. Bir kaç fotoğraf daha çektikten sonra arabalarına binip yollarına devam ettiler. Yıllar geçtikçe onlar göğe yükselmeye, birbirlerine daha sıkı sarılmaya ve bir önceki bahardan daha fazla çiçek vermeye devam ettiler...

14 yorum:

  1. Çorak bir arazinin gözünden aşk ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi... Sevgilerimle,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için teşekkürler, onure ettiniz :)

      Sil
  2. Kalem kağıda düşünce bu kadar etkileyici bir anlatım çıkar mı diye düşünüp bazı cümleleri tekrar tekrar okudum. Kalemine sağlık :)

    YanıtlaSil
  3. Sen kitap yazmalisin bence, harikasin. :)

    YanıtlaSil
  4. Aşkı çok güzel anlatmışsın sitenizi takipe aldım kendi bloguma da beklerim :)

    YanıtlaSil
  5. Çok güzeldi canım.Devam et bence.Sevgilerimle.Ece ablan :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Güzel yorumlarınız bana ilham veriyor. Sevgi ve selam ile :)

      Sil
  6. Sağlıkla,güzelliklerle dolu mutlu bayramlar diliyorum.Sevgiler....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, size de mutlu ve bereketli bayramlar :)

      Sil
  7. ESRA HANIM KARDEŞİM.
    SİZİ YÜREKTEN KUTLUYORUM.
    İFADENİZ ÇOK AKICI, DUYGU YÜKLÜ. LÜTFEN DEVAM EDİNİZ.
    BAŞARILAR VE SEVGİLER...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel ve cesaretlendirici yorumunuz için teşekkürler :)

      Sil

EĞER TESADÜFEN YA DA HERHANGİ BİR ŞEKİLDE BU YAZIYA ULAŞTIYSANIZ VE OKUDUYSANIZ, LÜTFEN YORUM YAPIN! :)

Yorumlarınızı bekliyorum...
---
Waiting for your comments...