19 Eylül 2017 Salı

Yaşamak(!)

          

            Burnunun ucuna hafif yosun kokusu geliyordu, uykusunun arasında buna çok dikkat etmedi, denizden gelen esintiyle koku odayı sardı. Yavaştan havalanan perde önce ayak uçlarını bir iki gıdıkladı, sonra hoyrat rüzgarla beraber şakırdayarak kükremeye başladı. Sabah sabah böyle uyanmak, özellikle her esintide perdenin yüzünü kızgın kızgın okşaması onu çileden çıkartmaya yetmişti. Gözünü açtı, keskin güneş arkasındaki duvarı aydınlatıyordu. Yattığı yerden gökyüzüne baktı, masmaviydi. Tek bir bulut yoktu. Uyanmak vakti dedi içinden istemeyerek, kalktı, elini, yüzünü yıkadı. Balkona çıktı ve yosun kokusunu içine çekti, karşıdaki denize baktı. "Çok güzel!" dedi. "Çok güzel!". Bir ekmeğin arasına bir iki dilim kaşar, biraz da domates koydu ve ayaküstü atıştırdı. Hemen spor bir şeyler giyip çıktı. Kapıyı kilitlerken çantasında kalem, kağıt olmadığını gördü ve giydiği ayakkabıları çıkarmak zorunda kaldı. Odasına geri döndü, bir iki el hareketiyle eşyalarının arasına duran defterini buldu, kalem de deftere takılıydı. Çantasına attı, kapıya koştu.