Sen hiç bir zaman bilmedin, bilmeyeceksin de içimde kopan fırtınaları, denizimdeki dalgaları, sahilim kumdan mı yoksa çakıldan mı? Sen hiç bana kulaç attın mı ki? Yüzmekten korktun hep, yüzmeyi severdin oysa ki... Ne desem ne kadar anlatsam olmaz, yetmez, yetmeyecek de. Yazınca rahatlarım sanıyordum hep ve oluyordu da, ilk kez yazmak bile ümit vermiyor bana.
Kendi içimde boğuluyorum ve kendimi kurtaracak olan yine benim, biliyorum. Kendimden başka kimim var benim? Kim beni benim kadar anlayabilir? Kim bana benim kadar şefkatli davranır? Olsun iyi yapıyorum ben yine de, kendime kucak açıyorum, kendi yaralarımı kendim sarıyorum yine acıtmadan. Kalbim avuçlarımda atıyor, görüyor musun? Hiç şaşırmadım. Yüzün başkasına dönük, başkasının kalbini arıyorsun karanlık sokaklarda elinde kör bir gaz lambası. Hayırdır ne o? İlk kez kaybolmaktan korkmuyor gibisin oysa ki sen karanlıktan korkardın... Gidiyorsun kolayca her zamankinden daha hızlı. Koşar adım kaçıyorsun, tabii haklısın bu deniz derin sana, sen göllere git. Sığ göllere, sana güven veren yerlere. Güneş açarsa kurur diye korkmayacak mısın? Korkuyla nereye kadar yaşarsın?
....
Fırtınalar diniyor, deniz kendini çekiyor, kim bilir belki de ufukta güneş açıyor.
Not: Sevgili arkadaşlarım, aşkla ilgili bir şey yazmak için illa aşık olmama gerek yok, ilham geliyor, o duyguya giriyorum, kapılıyorum ve yazıyorum. Kırgınlıklarıma bazen bir aşkın penceresinden bakmaya çalışıyorum. Düz bir anlatım olmaması için bazı şeyleri bir şeylerin arkasına saklıyorum, ona yeni kıyafetler giydiriyorum. Aşklı, meşkli yazılarımı görünce "Ayy! Sen aşık mı oldun?" diye ya da yine aynı şekilde hüzün ağırlıklı yazılarımı okuyanlar da "Sorun ne? Sana bunları yazdıracak ne oldu?" diye mesaj atıyorsunuz, ilginiz için teşekkür ederim; ben iyiyim, her zamanki gibiyim, belki de daha iyiyim. Başkalarının acılarına, sevinçlerine ve duygularına bir battaniye misali sarılıyorum, yazılarımda da onları yansıtmaya çalışıyorum, bunu bilmenizi isterim. Yanımda olduğunuzu bilmek güzel, iyi ki varsınız!
Okurken deniz kenarında fırtınalı bir havada oturuyormuş gibi hissettim, derinden etkileyici...
YanıtlaSilSenin kim olduğunu biliyorum, teşekkürler♥
SilYemin ediyorum kalbime dokundu. Tam senin denizinde yüzmeye korkanın gittiği göl elbet kurur diyecektim ki, NOT'u gördüm.
YanıtlaSilUmarım bu güçlü kalem, çok daha iyi yerlere getirilir ablacım kalemine sağlık, bayildim ❤
Bahacımm, güzel dileklerin için çok teşekkür ederim, bir şeyler hissettirebildiysek oluyor demektir..
SilSana en iyi arkadaş yine senin güzel kalbin...
YanıtlaSilÖyle :)
SilGüzel bir yazı. Kaleminize sağlık. Hislenmemek elde değil.
YanıtlaSilYorumunuz için teşekkür ederim Arif Bey...
SilSonunda "...ufukta güneş açıyor." görmesem mutsuz ayrılacaktım. Ama o da tamamı gibi hayat olmuş, gerçek olmuş. Ne yaşarsak yaşayalım, başımıza ne gelirse gelsin, güzel günlerin de elbet gelecek olduğunun farkına varmak lazım. :) Kalemine sağlık!
YanıtlaSilKesinlikle, hayat devam ettiği sürece umuda hep yer var! :)
Silesra hanım merhaba, endonezya dili biliyomusunuz? endonezyada geliştirmek istediğim bi proje var,,, bu dili bilen kişi neredeyse yok türkiyede iletişime geçmemiz mümkün mü acaba?
YanıtlaSilhezarfentech@gmail.com
maille ulaşırsanız sevinirim, en azından ufakta olsa bi fikir alışverişi olabilir
Mail attım, projeyi duymak isterim :)
Sil