Durun canım hemen öyle şey olur mu demeyin, tadı harikaa!😋
...
Macaristan'da ilk günümüzdü. Havaalanından kalacağımız otele giderken biraz macera dolu geçen bir yolculuk geçirmiştik. Otobüsten sonra tramvaya binmemiz gerekiyordu. Tramvaya binerken önce benim valizi sonra da arkadaşımın valizini tramvaya beraber çıkaracaktık, yani plan buydu fakat öyle olmadı. Kaldırımdan benim valizi alıp güç bela tramvaya çıkarttık ve genelde otobüslerde orta kapının karşısında bulunan boş alana doğru en kenara çektik, tam dönüp öbür valizi alacaktık ki tramvay birden hareket etti ben yaşadığım şoktan dolayı tramvayın içinde ağzım açık kaldırımda öylece duran ve gittikçe bizden uzaklaşan valize pencereden bakakaldım. İnanın o anda STOP! diye bağırmak bile aklıma gelmedi. Bu birkaç saniyelik süre anlatırken uzun gibi olsa da gerçekte o kadar uzun olmasa gerek, arkadaşım basıverdi çığlığı! Aaaaa! O an kendime geldim ama bu sefer de ağır valizi onun ayağının üzerine koyduğumuzu sandığım için telaş yapmıştım. Eliyle arkayı bir de valizi gösterdi, insanlar da durumu anlamış olsa gerek ki Macarca görevliyi uyardılar. Tramvay durdu, kapısı açıldı. ikimiz de gayet iyi İngilizce konuşabiliyorken o an ne tramvaydakilerle İngilizce konuştuk ne de kendi aramızda Türkçe konuştuk. Hemen senkron bir şekilde tramvaydan inip valize koştuk, sürükleye sürükleye getirdik bir yandan da acele etmeye çalışıyorduk kim bilir bizi beklemez de giderse diye...
Otele geldiğimizde bavulları bir kenara atıp biraz dinlendikten sonra hemen çevreyi dolaşmaya çıkmıştık. Pastane tarzı bir yerin önünden geçerken içeride iç açıcı tatlı mamullerinin olduğu bir dükkanın önünden geçerken biraz durup camekandaki yazıları inceleyelim demiştik. Kocaman bir yazı vardı: KAKAÓS CSIGA. Çeviri için Google Çeviri'yi açtığımız zaman kakaolu salyangoz yazısını görünce arkadaşımla birbirimize manidar bir gülümseme atıp içeriye bile girmeden oradan hemen uzaklaşmıştık. Birkaç gün sonrasında ise Tesco markette çikolatalı tatlı mı tatlı ve de ucuz çörekleri görünce almak için poşete doldururken ya bunun adı neymiş diye bakınca yine aynı yazıyı görünce o an şeklinden dolayı bu çöreklere öyle denildiğini anlamış ve karnımıza ağrılar girene kadar gülmüştük.
...
Evet anlattığım gibi bir ders arasında lambaya bakarak bu KAKAOLU ÇÖREKleri düşündüğümü fark ettiğimi görünce ben buraya nereden geldim ya diye düşündüm ve fark ettim ki tuz lambasının alt kısmı hakikaten de bu çörekleri andırıyor. Hemen internetten kontrol ettim. Birçok kişi de beni onayladı, benzediğini düşünen sadece ben değilim. Aradan yıllar geçmişse, pandemide de malum mecburen yasaklardan dolayı evdeysek ve bu çöreklerin tadı hala damağımdaysa o zaman hafta sonu bunu denemenin vakti gelmiştir deyip gün sonunda ders bitiminde tarifleri incelemeye başladım ve İngilizce tarif bulacağımı düşünürken önüme Türkçe bir tarif denk geldi. Mayalanmış hamurdan yapılan bu çörekler (hamurun kabarmasını bekleme aşamasında) biraz zaman alıyor ama çok güzel kabarıyor ve fırındayken de izlemesi zevkli oluyor. Denemek isteyenler için aşağıya linki bırakacağım.
Fırına girmeden önce...
Pişme süreci...
SONUÇ :)
Böyle başladı vs. Böyle bitti
NOT: Eğer biraz şekerli seviyorsanız hamuru mayalamak için kullanacağınız şekeri 2 kaşık daha fazla koyabilirsiniz...
https://turkinfo.hu/gastronomi/macar-yemek-tarifleri/kakaos-csiga-kakaolu-corek-betty-gun/
Mmm harika görünüyorlar, ellerine sağlıık����
YanıtlaSilTeşekkür ederim 😍💐
SilEllerine, kalemine sağlık güzel adaşım. Gerçekten de harika görünüyorlar. Afiyet olsun. Dün gibi canlandı anılar bak. Bunları yada baca kekini (Kürtőskalács) alıp çayla yemek çok güzeldi.
YanıtlaSilKesinlikle adaşım, kahveyle de iyi ama çayla bir harika. Aynı tadı vermiyor bir de zaten yediğimiz içtiğimiz şeyleri yanımızdaki insanın sohbeti güzelleştirmez mi hiç? En kısa zamanda yine beraber inşallah...
SilO kadar güzel anlatmışsın ki hiç tadına bakmadan benim de canım çekti. Hiç gitmediğim halde sanki ben de seninle bavulumu unuttum =)
YanıtlaSilYorumunuz için çok teşekkür ederim, size o atmosferi yaşatabildiysem ne mutlu!
Sil